windows etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
windows etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Aralık 2014 Salı

Windows'a Format Atarken "Windows cannot be installed to this disk." Hatası Alırsanız Ne Yapmalısınız?

Bilgisayarınıza format atacağınız zaman eğer değerli arkadaşım Murphy ziyaretinize gelirse bilgisayarınızdan Şekil 1'de de gösterdiğim şu hatayı alabilirsiniz; "Windows  cannot be installed to this disk. The selected disk is of the GPT partition style.". 

Şekil 1: Format Ataken Alınan Hata

Microsoft bu hata için şöyle bir açıklama yapmış;  "When installing Windows on UEFI-based PCs using Windows Setup, your hard drive partition style must be set up to support either UEFI mode or legacy BIOS-compatibility mode. For example, if you receive the error message: “Windows cannot be installed to this disk. The selected disk is not of the GPT partition style”, it’s because your PC is booted in UEFI mode, but your hard drive is not configured for UEFI mode"[1] . Yani bilgisayarın boot olduğu mod ile hard diskin modu farklı olduğu için böyle bir hata meydana geliyor.

Peki o zaman ne yapacağız? a) Format atmaktan vazgeçebiliriz b) Aşağıdaki çözümü uygulayabiliriz.

Sorunun çözümü aşağıda görsel olarak gösterilmiştir, sırayla takip edebilirsiniz.

Şekil 2: İlk Kurulum Ekranı

Şekil 2'de gösterilen ekrana geldiğinizde cmd'yi açın. Benim format attığım bilgisayar Packard Bell'di ve "Shift+fn+F10" tuşlarına aynı anda bastığımda "cmd" açılmıştı. Eğer sizde açılmaz ise bilgisayar modelinize göre nasıl açılacağını Google amcaya danışabilirsiniz.

Şekil 3: CMD 

"cmd" açıldıktan sonra Şekil 3'te görülen komutları sırasıyla girin ve daha sonra "cmd"'yi kapatın ve kurulma başlayın. 

 Not; Diske format atılacağı için (doğal olarak ) verilerimiz kaybolacaktır bundan dolayı yedeklemeyi unutmayın. Diskiniz tek parça ise "D" bölümü de formatlanacaktır buradaki verileri de yedekleyin ya da diskiniz iki parça ise doğru parçayı seçtiğinize emin olun. (Bir okuyucudan gelen geri bildirim sonrası bu not düşülmüştür.)


Referanslar

24 Aralık 2013 Salı

Sysprep Nedir ve Nasıl Yapılır?

Ağınızda yönetmek zorunda olduğunuz bir sürü bilgisayar olabilir yada her geçen gün yeni makineler ağa ekleniyor olabilir. Bu yüzden de sürekli işletim sistemi kurmak, kurumunuzun kullandığı genel programları yüklemek ve e-posta sunucusu ayarlarını yapmaktan sıkılmış olabilirsiniz ki bu işlerin tekrar tekrar yapılması da zaman kaybıdır. İşte bu işleri kolaylaştırmak için Windows'un System Preparation aracınının kısaltmasından adını alan (sysprep) genelleştirme işlemi kullanmanız size kolaylık ve zamandan da tasarruf sağlayacaktır.

İlk olarak kurum içinde kullandığınız bir bilgisayarı hazırlayın yani gerekli programları kurun, ihtiyacınız olan konfigürasyon ayarlarını girin ve makineyi kullanıma hazır hale getirin. Herkesin bir vatandaşlık numarası olduğu gibi bilgisayarların da bir SID (Security Identifer) numarası vardır. Bu numara aynı yerel ağda çalışan makinelerde farklı olmak zorundadır. Sonra sysprep aracı ile bu SID'yi sıfırlayıp dağıtıma hazır hale getirin. 

Genel olarak sysprep'in ne olduğundan bahsettik. Şimdi sysprep nasıl yapılır ve nelere dikkat etmek gerekir diyorsanız okumaya devam edin. Sysprep işlemi Windows İşletim sistemleri ile gelen sysprep uygulaması ile yapılır. Bu uygulamanın nerede olduğu Şekil 1'de gösterilmiştir. 

Şekil 1: Sysprep'in Bulunduğu Dizin

Şimdi sysprep uygulamasını çalıştıralım. Uygulama üzerine çift tıkladığımızda karşımıza Şekil 2'deki ekran gelecektir. Burada dikkat etmemiz gereken üç yer vardır; birincisi "System Cleanup Action" dediğimiz yeri değiştirmiyoruz. İkinci olarak "Generalize" yazan yerdeki kutucuğu seçiyoruz ve son olarak da "Shutdown Options" alanında "Shutdown" seçeneğini seçiyoruz ve "OK" butonu tıklayarak sysprep işlemi başlatıyoruz. (Eğer burada genelleştime işlemi bittikten sonra bilgisayar kapansın seçeneğini seçmezsek bilgisayar yeniden başlayacaktır ve sadece SID'si resetlenmiş olacaktır.)

Şekil 2: Sysprep Uygulamasının Çalışması
Sysprep alma işlemi dediğimiz genelleştirme işlemi bittikten sonra bilgisayar kapanacaktır. Bilgisayar kapalı haldeyken imajı alınır ve diğer makinelere yüklenir. İmaj yüklendikten sonra bilgisayar çalıştırılınca Windows'un ilk kurulum sonrası karşımıza gelen karşılama sayfası ve ayarlar gelir ve buradan dil bölge seçenekleri vb kullanıcı ayarları seçilerek bilgisayar açılır ve kullanıma hazır hale gelmiştir. 

2013'ün yılının son yazısını da böylece tamamlamış olduk. Yeni yılda görüşmek üzere sağlıcakla kalın :)

NOT: Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği denizden asla vazgeçmez. Albert Camus.

Yeni yılın tüm insanlık için güzel geçmesi dileğiyle.

26 Aralık 2012 Çarşamba

Hangi işletim sistemi daha güvenli? Windows mu Linux mu?


İşletim sistemleri yazılımcılar tarafından tasarlanan sistemlerdir. “Hatasız kul olmaz.” kaidesi onlar için de geçerlidir. O zaman diyebiliriz ki hatasız işletim sistemi olmaz. Hiç kimse çalışan bir işletim sisteminin yüzde yüz güvenli olduğunu iddia edemez.
İlk olarak inceleyeceğimiz iki işletim sisteminin dünyadaki kullanım oranlarına bakalım. Dünyanın genelinde işletim sistemi kullanım oranına bakarsak, %90-93 lük bir kısmı Windows işletim sistemi kullanırken %0,5-1,0 lik bir kitle Linux işletim sistemini tercih ediyor.( http://statcounter.com/’daki verilere göre) Bunun yanında her geçen gün Linux kullanıcı sayısının arttığını belirtmek gerekir.
Windows işletim sistemi kullanıcısının çok olması kötü niyetli kişilerin ilgisini Windows’taki açıklıklara yöneltiyor. Buna ilaveten Windows’un ücretli olması da korsanların dikkatini çeken diğer bir neden. Durum böyle olunca Windows için yazılan virüslerin, solucan vb kötü niyetli yazılımların sayısı oldukça fazla oluyor, bu da güvenlik riskini artırıyor.
Windows’u güvensiz kılan bir diğer etkende Windows ve yüklediğimiz programlar sistem dosyalarına kolayca erişebilir ve bunları değiştirebilir çünkü Windows işletim sistemi bu yetkiyi veriyor. Sistem dosyalarında yapılan değişikler ya da onları silmek işletim sisteminizin ciddi zarar görmesine ya da göçmesine neden olur. Olaya birde yayılma açısından bakarsak Windows’ta işlerin daha da kötüye gittiğini görebiliriz. Windows işletim sistemimizi ele geçiren bir bilgisayar korsanı ağımızdaki diğer bilgisayarlara da sızabilir ve ya arkadaşlarımızın bilgisayarlarına da e-posta yoluyla bulaşabilir ve onlara da aynı zararları verebilir.
Microsoft firmasının ekonomik ve teknik destek gücü ve ya onlar için anti-virüs programı yazan büyük firmalar bu işletim sisteminin güvenliği için uğraşıyor. Yani Windows’un güvenliği için ciddi bir destek veriliyor. Windows için güvenlik duvarları vb koruma yöntemleri geliştiriliyor ama tüm desteğe ve güvenlik önlemlerine rağmen bilgisayar korsanlarını tamamen durdurmak mümkün olmuyor her geçen gün yeni açıklıklar buluyorlar.
Linux’a bakacak olursak kullanıcı kitlesinin az olmasından dolayı kötü niyetli kişilerin çok fazla ilgilenmemesi şimdilik bir artı olarak görülebilir. Ama son yıllardaki Linux kullanıcısının artmasından dolayı onun için de virüsler yazılmaya başlandığını söyleyebiliriz.
Linux’u güvenli kılan önemli etken kullanıcı sayısının az olmasından ziyade yönetici yetkisi olmadan gizli bir iş yapılamaz sistem dosyalarına zarar verilemez ya da bir program kurulamaz olmasıdır. Dahası eğer birisi bizim şifremizi(yönetici şifresi ile her şey yapılabilir) ele geçirmiş olsa bile sadece bize zarar verebilir ama çevremizdekilere zarar vermek için yayılamaz.  Ayrıca dosya ve klasör izin sisteminin Linux işletim sisteminde kullanıcı/grup temelli olarak okuma/yazma/çalıştır gibi çeşitli türde yetki verilebilir. Bu yönden Linux’un daha güvenli olduğunu savunabiliriz.
Windows işletim sistemi ve onun için yazılan programlar kapalı koddur,  ancak Linux ise bunun aksine açık koddur.  Yani Linux’ta neler olup bittiğini görebiliriz ama Windows kapalı kutu olduğu için içerde neler yapıldığını bilmiyoruz. Linux’un şeffaf olması güvenlik adına bir artıdır çünkü kimse Windows’un arka planda bizi takip etmediğini yaptıklarımızı kayıt altına almadığını iddia edemez.
Linux’un özgür bir yazılım olması arkasında bir patron olmaması onun sahipsiz olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Linux’un arkasında on binlerce gönüllü olan uzman, amatör bir sürü yazılımcı var, hatta destekleyen bir sürü ciddi firmalarda var. Bu yüzden bir sürü insan açık kodlu bu sistemi inceleyebiliyor gelişmesine yardım ediyor. Daha fazla göz daha fazla hata görür, bu yüzden de Linux’ta açıklık daha az diyebiliriz.
Linux güvenlik adına bir artıyı da program depolarından dolayı kazanıyor. Eğer bir program indireceğimiz zaman bu depolardaki programcılar tarafından kontrol edilmiş programları indirirsek virüs bulaşma tehlikesinden korunmuş oluruz. Windows’ta ise herhangi bir siteden program indirme olanağı var. Bu nedenle programı indirirken ya da kurarken sisteme virüs bulaştırma ihtimali çok daha yüksektir.

03.09.2012
Recep Özbay
Kaynaklar