1.Kitle İletişim Araçları
İnsanlar eski çağlardan günümüze kadar insanoğlu devamlı iletişim ve etkileşim içinde bulunmuşlardır. Zamanla insanlar çoğaldıkça farklı coğrafyalara dağılmışlardır. Bu yüzden de birbirleriyle iletişim kurmak için dumanla haberleşme, güvercinlerle haberleşme gibi farklı yöntemler kullanmışlardır. İhtiyaçlar doğrultusunda da yeni iletişim yolları geliştirmişlerdi.
Son yüzyıla baktığımızda ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte haberleşmede yeni bir çığır açıldığını görmekteyiz. Günümüzden 20-25 yıl öncesine baktığımızda ülkemizde cep telefonu değil kablosuz bir telefondan bahsedildiğinde insanlara garip gelirken şimdi cep telefonları, akıllı telefon teknolojileriyle telefon olmanın çok daha ötesine geçmiş durumdalar. Artık insanlar 3G teknolojisi ile ya da internet üzerinden dünyanın öbür ucundakilerle görüntülü konuşabilmektedir.
Kitle iletişim araçlarını kitlelere haber, mesaj vb. ileti dağıtan araçlar olarak tanımlayabiliriz. On yıl önce kitle iletişim araçları denildiğinde akla ilk TV, radyo, gazete vb. gelirdi. Günümüzde ise internetin hızlı gelişimi ve insanlar arasında hızlı yayılmasıyla bu kavramın içine sosyal medya araçları dediğimiz facebook, twitter gibi platformlar girdi. Hatta kitleler iletişim için bu sosyal medya araçlarını çok daha fazla kullanıyorlar. Bu teknolojiler sayesinde insanlar dünyanın herhangi bir yerinde olan bir haberden anlık haberdar oluyorlar. Bu yüzden de kitleler arası haberleşme çok daha hızlı olmaktadır ki adeta insanlar birbirleriyle yarışır duruma gelmişlerdir.
Her gelişimin ve yeniliğin artıları olduğu gibi eksileri de olacaktır. Buna ilaveten yeniliğin getirdiği faydalardan iyiler yararlanırken kötüler uzak durmayacaktır.
2.Terörizm
Siyasi, askeri, ekonomik ya da ideolojik bir fikri kabul ettirmek için şiddete, zorbalığa başvurarak halkı korkutma, yıldırma ya da devleti zor durumda bırakmaya yönelik yapılan eylemlerdir.
Terör terimi, dehşet ve korkuyu belirtirken, terörizm, bu kavrama süreklilik ve siyasal içerik katmaktadır. Buradan hareketle terörizm, “Savaş ve diplomasi ile kazanılmayan sonuçları elde etmek, korkutmak ve itaat ettirmek için bir teoriye, felsefeye ve ideolojiye dayanılarak siyasi maksatlarla iradi olarak terör ve şiddetin sistemli ve hesaplı bir şekilde kullanılmasıdır.[1]
3.Siber Terörizm
Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren yeniliklerden bahsetmiştik. Bu yenilikler sayesinde bireylerin birbirleriyle haberleşmeleri hızlandı. Buna ilaveten aynı anda birden fazla kişiye ileti gönderme imkânı buldular. Bu sayede insanların hayatı elbet kolaylaştı. Ancak teknolojinin faydalarından yararlananlar sadece iyi insanlar değil elbette. İyiler kadar kötüler de teknolojinin getirdiği güzelliklerden faydalandılar ve bu şekilde daha fazla, daha hızlı hatta belki daha çok kötülük yapmaya başladılar.
Günümüzde internetin gelişmesi ve hayatımızda çok fazla yer bulmasıyla birlikte sanal dünya kavramı ortaya çıktı. Gerçek dünya da olduğu gibi zamanla sanal dünyada da terör faaliyetleri vuku buldu. Bundan sonrada literatüre “sanal terör” ya da bir diğer deyişle “siber terör” kavramı girdi. Sanal dünyada gerçekleştirilen terör faaliyetlerine siber terörizm diyebiliriz.
Siber terörizm, belirli bir politik ve sosyal amaca ulaşabilmek için bilgisayar veya bilgisayar sistemlerinin bireylere ve mallara karşı bir hükümeti veya toplumu yıldırma, baskı altında tutma amacıyla kullanılmasıdır. Terör örgütleri İnternet ortamında propaganda ve eğitim, haberleşme, bilgi toplama ve sanal saldırı faaliyetleri gerçekleştirmektedir.[2]
Siber terör kavramı, 2009 yılında İngiltere’de bir bakanlığın web sitesinde yaşanan olay üzerine tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Söz konusu bakanlığın web sitesi şifre kırıcılar tarafından ele geçirilmiş ve siteye dikkat çekmek istedikleri konu ile ilgili bir web sitesini yönlendirmişlerdir. Benzer bir olay Fransız Savunma Bakanlığında yaşanmıştır. Öyle ki; söz konusu siber saldırı sonucunda birçok uçak Villacoublay Hava Üssünden havalanamamıştı.[3]
Bilgi ekonomisi bize birçok yeni kavramı önümüze getirirken bu yeni kavramların en korkunç olanı “siber terör” kavramıdır. Siber terörizm; “Bilişim sistemleri doğrultusunda, elektronik araçların, bilgisayar programlarının ya da diğer elektronik iletişim biçimlerinin kullanılması aracılığıyla, ulusal denge ve çıkarların tahrip edilmesini amaçlayan, kişisel ve politik olarak motive olmuş, amaçlı eylem ve etkinliklerdir.[4]
4.Bilişim Sistemlerinin Terörizme Etkisi
Günümüzde kitle iletişim araçları denildiğinde aklımıza en fazla bilişim sistemleri gelmektedir. Zaten çevremize baktığımızda da bunun nedenini görmek çok zor olmayacaktır. Yediden yetmişe herkesin elinde akıllı telefon, tablet vs. görmek mümkündür. Buradan varmaya çalıştığımız sonuç; eğer kitle iletişim araçlarının terörizme etkisi üzerinde çalışılacaksa, bilişim sistemleri üzerinde detaylı bir çalışma yapmak gerekmektedir.
Bilişim sistemlerinin terörizme etkisi medya etkisi, iletişim etkisi ve saldırı etkisi olarak üç ayrı başlıkta incelenebilir. Medya etkisine değinirken diğer medya araçları olan TV ve radyonun da etkilerine değinilecektir.
4.1. Medya Etkisi
Bilişim sistemlerinin hayatımızdaki yerinin artmasıyla oluşan sosyal medyanın günümüzdeki etkisi tartışılmayacak kadar açıktır. Sosyal medya sayesinde insanlar mesajlarını çok hızlı bir şekilde geniş kitlelere ulaştırabilmekte.
Sosyal medyanın etkisini bilen terör grupları da bundan çok iyi bir şekilde yararlanmaktadırlar. Facebook, twitter gibi platformları propaganda aracı olarak kullanıp geniş kitlelere mesajlarını kolayca iletme imkânı bulmaktadırlar. Sosyal medyada içerik takibi ve denetimi çok kolay ve hızlı olmadığı için bu marjinal gruplar yalan ve yanlış paylaşımlarda dahi bulunsalar bu durum tespit edilip ve engelleninceye kadar birçok insan yanlış bilgilendirilmiş oluyor. Yalan yayınlar sayesinde insanları aldatıp kendilerine militan toplamayı başaran bu terör grupları sosyal medya sayesinde kendilerine güç katmaktadırlar. Örnek vermek gerekirse çok uzağa gitmeye gerek yok. IŞID terör örgütünün facebook ve twitter üzerinden propaganda yaptığı ve gençleri kandırıp savaşa götürdüğü birçok kez medyaya yansıdı. Sosyal medya ortamlarında paylaşılan dini içerikli paylaşımlarla gençleri kandırmayı başarmışlardır. Bu terör örgütü bir yerlerde miting yapmaya kalksa buna izin verilmez ya da kolluk kuvvetleri çok daha hızlı bir şekilde müdahale edebilir. Ancak sosyal medyada maalesef bu kadar kolay müdahale etme imkânı olmadığı için terör örgütleri çok daha kolay bir şekilde kullanıyor. IŞID gibi diğer terör örgütleri ya da marjinal gruplar sosyal medya ortamlarını propaganda aracı olarak kullanıyor.
Televizyonlar günümüzde eskiye nazaran daha az kullanılsa da azımsanmayacak kadar çok kullanılan kitle iletişim araçlarıdır. Burada yapılan yayınlarda çok önemli. Terör örgütleri güç gösterisi yapmak için ya da toplum üzerinde baskı kurmak için zaman zaman saldırı yaparlar. Bu saldırıların hiçbir politik değeri yokken sadece medyada yer almak için yapılan haince saldırılardır.
1972 Münih Olimpiyat Oyunlarında yaşanan İsrailli sporcuların öldürülmesinin, Lod hava alanına yapılan baskında Porto Ricolu yolcuların öldürülmelerinin, aynı şekilde 11 Eylül 2001’de New York’ta ve 23 Kasım 2003’de İstanbul’da gerçekleştirilen eylemlerde çok sayıda kişinin öldürülmelerinin hiçbir politik değeri olmadığı, ancak sadece bu gibi olaylarla basının geniş yer vermesinden yararlanılarak en büyük psikolojik etkiyi sağlamayı amaçlayan “basın olayları” oldukları ifade edilmelidir.[5]
Bu tarz eylemler ile terör örgütleri dünya medyasında yer bulmak ve insanlar üzerinde korku salmak isterler. Bu yüzden medya kuruluşları bu haberleri verirken çok daha hassas davranmalıdırlar. Yine şehit haberleri verilirken de reyting uğruna, terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürecek nitelikte haberler yapılmamalıdır.
Medya etkisinin diğer önemli bir yönü ise canlı yayın etkisidir. Canlı yayında olayların anlık verilmesinin getirebileceği riskler vardır. Bunlar teröristlerin gelişmelerden anlık haberinin olması, halk üzerindeki etkisi ve rehin alma süreci olarak ele alınabilir.
Canlı yayın yaparken teröristlerin de bu haberleri takip edeceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu yüzden canlı yayında paylaşılan haberler konusunda dikkatli davranmak gerekir. Eğer bir operasyon anında kolluk kuvvetlerinin çalışmaları hakkında gereğinden fazla bilgi verilirse teröristler buna göre aksiyon alma imkânı bulabilirler. Tarihten buna örnek vermek gerekirse, 1977 yılında ABD’nin başkentinde gerçekleştirilen eylemde valilik binasını ele geçiren teröristler buradaki insanları rehin almışlardır. Ancak valilik binasının beşinci katındaki insanlardan haberdar olmayan eylemciler haberlerden bu durumu öğrendikleri için oradaki insanların kurtarmak için yapılacak olan operasyon iptal edilmiştir.
Canlı yayın etkisine tarihten bir başka örnek, 1972 Münih Olimpiyat Oyunlarında da, olimpiyat köyüne silahlı baskın yapan ve İsrailli sporcuları rehin alan Arap kökenli eylemciler öncelikle istekleri konusunda Alman yetkililerle görüşmelere başlamışlardır. Ancak bu esnada basın ve halk olimpiyat koyunun etrafından uzaklaştırılmamış hatta olay yerinde gerçeklesen her hareket canlı olarak televizyon yayını ile aktarılmıştır. Görüşmelerin bir yerinde uzlaşmazlık çıkınca Alman polisi operasyon yapmaya karar vermiş, ancak eli silahlı olarak çatılara çıkan ya da rehinelerin bulunduğu binanın etrafında mevzilenen polisler olduğu gibi televizyonda canlı yayında tüm dünyaya gösterilmiştir. Ne var ki aynı yayını teröristler de izlediği için durum elverişli olmasına rağmen operasyon yapılamamış, daha sonra hava alanında elverişsiz şartlarda yapılan operasyon sonucunda ise tüm İsrailli sporcular ve bazı güvenlik görevlileri hayatlarını kaybettiler.[6]
4.2. İletişim Etkisi
Kitle iletişim araçlarının günümüzde ulaştığı teknoloji sayesinde artık iletişim çok daha hızlı yapılabilmektedir. Hatta aynı anda birden fazla kişi ile görüşme ve yazışma imkânı tanımaktadır. Teknolojideki bu gelişmeler insanların işlerini kolaylaştırırken aynı zamanda terörist grupların da işini kolaylaştırıyor.
Teknolojinin getirdiği hızlı ve anlık haberleşme imkânı sağlayan kitle iletişim araçları sayesinde terörist gruplar eş zamanlı eylem yapma imkânı bulmuşlardır. Buna ilaveten kendi aralarındaki istihbarat paylaşımı çok daha kolay hale gelmiştir. Güvenlik güçlerinin aldığı önlemlere karşı, terörist gruplar teknoloji sayesinde yeni çözümlerde üretmişlerdir. Örneğin terörist grupların izlenmesi, teknik takibi vb. çalışmalar yakalanmalarını sağlamıştır. Ağ trafiğinin izlendiğini fark eden teröristler e-posta göndermek yerine aynı e-posta hesabını birden fazla kişi kullanmak şartıyla gerekli istihbarat paylaşımını taslağa kaydedip oradan okuma yöntemine geçtikleri tespit edilmiştir.
İletişim etkisinin teröristlere diğer bir katkısı ise maalesef yurt dışında yönetme imkânı sağlaması olmuştur. Kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler sayesinde örgütlerin elebaşıları operasyonları uzaktan hatta yurt dışında yönetme imkânı bulmuşlardır. Bu etkinin güvenlik güçlerine getirdiği dezavantajlar vardır. Piyonları yöneten elebaşıları yurt dışında olduğu için operasyon yapmak gerektiğinde uluslararası hukuk kuralları devreye girmektedir. Tabi bunu bilen terör örgütleri ülke olarak ya siyasi olarak çok iyi anlaşamadığımız ülkeleri seçtiğinde durum daha da zorlaşmaktadır.
Başka bir önemli etken ise teknolojinin teröristlere uluslararası faaliyetlerini kolaylaştırmasıdır. Çok rahat haberleşme imkânı bulan terör grupları farklı ülkelerde çok rahat faaliyetlerini yürütebilmekte ve militanları ile iletişim halinde bulunabilmektedirler.
Kitle iletişim araçları ve internetin getirdiği kolaylıklar sayesinde artık bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Peki, bu durumdan terör grupları nasıl yararlanıyor? İnternet sayesinde yeni yetişen militanlar silah satışı, bomba yapımı vb. teknik bilgilere çok kolay erişim sağlayabilmekteler. Durum böyle olunca da terör gruplarının yeni militan yetiştirmesi çok daha kolay hale gelmiştir. El Kaide terör örgütünün sanal âlemde uzaktan öğretim okulu açtığı ve artık militanlarını dağda eğitmek yerine internet siteleri üzerinden eğittiği medyaya yansımıştı. Bu sitelerde bomba yapımı vb. eğitimler görsel olarak ve farklı dillerde verildiği ortaya çıktı. İnternete erişimin günümüzde kolay olması sebebiyle çok fazla kişinin bu sitelere erişim sağladığı tespit edilmiş. Hem maliyeti çok düşük hem de çok daha fazla kişiye erişim imkânı veren bu yöntemin terör grupları için maalesef bulunmaz bir fırsat.
4.3. Saldırı Etkisi
Günümüzde en çok kullanılan ve belki de en önemli kitle iletişim araçlarının bilişim sistemleri olduğuna değindik. Bilişim sistemlerinin hayatımızda bu kadar çok yer alması, ulaştırma, sağlık, haberleşme vb. kritik olabilecek sistemlerin de artık bilişim sistemleri ile içli dışlı olarak çalışması bilişim sistemlerinin bizim için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Durum böyle olunca da bilişim sistemlerinin güvenliği önem arz etmektedir.
Bilişim sistemlerinin ne kadar önemli olduğunun ve bir o kadar da güvenliğinin zor olduğunu fark eden terör grupları ya da aşırı gruplar bu sistemleri hedef almaktadırlar. Bilişim sistemlerine saldırı düzenleyip çalışmasına engel olarak hayat akışını etkilemek isteyen bu gruplar tarafından son yıllarda yapılan saldırıların sayısı artmıştır. Örneğin 2012 yılında Türk Hava Yollarındaki iş bırakma eylemine destek olmak amacıyla THY’nin web sitesine siber saldırı yapılmıştır. Saldırı sonrası erişilmez duruma düşen sitede online işlemler yapılamamıştır. Bunun yansıması olarak da uçuşlarda gecikmeler ve iptaller olmuştur. Yurt dışından bir örnek vermek gerekirse 2008 yılında Rusya ile Gürcistan arasında çıkan Güney Osetya anlaşmazlığı sonrası Rus hackerlar tarafından Gürcistan devlet kurumlarına siber saldırı yapılmıştır. Belli bir süre devlet kurumlarının sistemlerine erişilememiştir. Buna ilaveten iletişim alt yapısı zarar görmüş ve internet, televizyon ve radyolara erişim engellenmiştir. 2007 yılında ise benzer bir sorun Rusya ile Estonya arasında yaşanmıştır. Estonya’da bulunan bir savaş anıtının kaldırılması sonrası Rus hackerlar bu sefer Estonya’daki devlet kurumları ile özel kuruluşlara yönelik siber saldırılar düzenlemiştir. Saldırılar sonrası Estonya NATO’dan yardım istemek durumunda kalmıştır.
Baraj, nükleer tesis vb kritik tesislerin işletilmesinde de artık bilişim sistemleri bulunduğu için yine hedef olarak bilişim sistemlerine yönelik saldırılar yapılmaktadır. Kritik bir tesisin fiziki korunması için belki yüksek önlemler alınacağından dolayı fiziki olarak yaklaşmak ve bir saldırı düzenlemek çok kolay olmayabilir. Ancak bu tarz tesisin bilişim sistemlerine yönelik yapılacak bir saldırı çok daha kolay olabilir. Siber saldırıları belki etkili kılan önemli bir nokta ise saldırının ve saldırganın kendini çok rahat gizleyebilmesi ya da hedef şaşırtması olabilir. Örnek vermek gerekirse büyük olasılıkla İran’ın nükleer tesisine yönelik yapıldığı düşünülen saldırı ele alınabilir. Stuxnet yazılımı ile nükleer tesis ve bunun gibi birçok tesisin etkilendiği tespit edilmiştir. Stuxnet’in kim tarafından yazıldığı esas hedefinin kim olduğu vb. soruların kesin yanıtını bunu hazırlayanlardan başkası bilmiyor. Sadece etkilediği alan vb. verilerden yola çıkılarak tahminlerde bulunulabiliyor. Buradan şu çıkarımı yapabiliriz; günümüzde artık kritik sistemlere zarar vermek için fiziksel saldırı yapmak zorunda değiliz. Bunun yerine siber saldırılar ile çok daha etkili saldırılar yapılabilir.
Bilişim sistemleri sayesinde birçok işin kolaylaştığı ve daha hızlı yapıldığı aşikar. Bu yüzden kamu kurumlarında artık birçok işlem bilişim sistemleri aracılığıyla yapılmakta ve veriler defterlere kayıt edilmek yerine veri tabanlarına yazılmaktadır. Bankacılık işlemleri de yine aynı şekilde yapılmakta. Bu yüzden de saldırgan grupların bir diğer önemli hedefleri ise bankalar ve kamu kurumlarıdır. Son haftalarda gündeme gelen siber saldırılar bunlara örnektir. Özel bir bankanın sistemlerine erişim sağlayan saldırganların müşterilerin bilgilerini çaldığı medyaya yansımıştır. Buna benzer bir saldırı da bir kamu kurumuna yapılmış ve buradaki çalışanlar kullanıcı hesap bilgilerini çaldıklarını hackerlar sosyal medyada paylaştıkları görüntülerle göstermişlerdir.
Terör örgütleri ve aşırı gruplar bilişim sistemlerine siber saldırı yaparak devletlere, hükumetlere mesaj vermek onların üzerinde baskı kurmaya çalışmak ve halka korku salmak istemektedirler. Ancak aynı zamanda da bilişim sistemlerinin sağladığı kolaylıklardan yararlanıp yaşam faaliyetlerini daha kolay sürdürmektedirler. Finansal işlemler, militan toplama ve hızlı organize olma gibi işlemlerde de bilişim sistemlerinden yararlanmaktadırlar. Bu noktadan baktığımızda da bilişim sistemleri terör örgütlerinin daha rahat hareket etmesine imkân sağladığı düşünülebilir.
5.Siber Saldırı Neden Cazip?
Bilişim dünyasındaki gelişmeler ve hayatımızda tuttuğu yerin artmasıyla birlikte siber saldırılar gündemde yer bulmuştur. Aslında bir diğer açıdan ele alınırsa, ülkelerin yakaladığı ajanlar, sistemlerinde tespit ettikleri zararlı yazılımla ya da kritik sistemlerin kim tarafından olduğu bilinmese de zarar görmüş olması siber savaşların başladığının göstergesi olabilir. Medyaya yansıyan ve yansımayan hatta henüz tespit edilemeyen muhtemel siber saldırılar da ele alınırsa siber savaşların başladığı söylenebilir.
Siber saldırılar neden cazip sorusunun birden fazla cevabı vardır. İlk olarak maliyetine bakılabilir. Siber saldırıların maliyeti fiziksel yöntemlere göre çok daha ucuzdurlar. Fiziksel savaşların ya da askeri bir operasyonun maliyeti ve etkisi göz önüne alınırsa etkili bir siber saldırının çok daha ucuz maliyeti olduğu görülebilir. Buna ilaveten fiziksel saldırılarda saldırı yapanın adresi bellidir ya da bir şekilde tespit edilebilir. Ancak siber saldırılarda durum böyle değildir. Saldırıyı yapanın kim olduğunun tespiti çok zordur hatta imkânsız bile olabilir.
Fiziksel saldıralar imkânlar dâhilinde coğrafi sınırları olsa da siber saldırılar sınır tanımaz bir durumdadır. Yakın zamanda medyaya yansıyan bir habere göre Çinli hackerların USB ile şarj olan elektronik sigaraya zararlı yazılım bulaştırıp beş on dolara dünya piyasasına sürdüğü yansımıştı. Böyle bir durumda bir ülke dünya ile olan tüm bağlantısını kesmedikten sonra ve hava kara deniz ve sanal sınırlarını tamamen kontrol altında tutup herhangi bir girişe izin vermedikten sonra siber saldırılardan korunması çok mümkün gibi görünmüyor. Tabi ülkesinde bilişim adına hiçbir sistem bulunmazsa saldırı da almaz ama günümüzde öyle bir hayat ne kadar mümkündür tartışılır.
Siber saldırıları cazip kılan diğer bir faktör ise fiziksel bir eğitim gerektirmemesidir. Fiziksel eğitim şartları maliyeti vb yönlerden bilgisayar başında eğitim almaya göre çok daha zordur. Bu yüzden kaliteli ve güçlü asker yetiştirmek ciddi emek gerektirir. Ancak online eğitimlerle çok daha kolay bir şeklide siber askerler yetiştirilebilir. Buna ilaveten diğer bir önemli nokta ise siber saldırıları uzaktan kumanda etmek mümkündür.
6.Referanslar
1.Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivi
2.Bahar H.İ., Sosyoloji, Usak Yayınları, 2005
3.http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/diger/1232-siber-soguk-savas-ve-turkiye
4.Atıcı, B., Gümüş, Ç., “Sanal Ortamda Gerçek Tehditler: Siber Terör”, 2003
5.J.S. Rosen/R. Frank, “Measures Against International Terorism”, International Terorism and World Security, Ed. David Carlton/Carlo Schaerf, 1975
6.Dülger, M. V., Teknolojideki ve Kitle İletişim Araçlarındaki Gelişmelerin Uluslar Arası Terörizme Etkisi,